Uzun Mehmet 8 Kasım 1829'da Zonguldak'ta kömürü bulan kişidir.
Kaynaklarda, Uzun Mehmet'in hikayesi şöyle anlatılıyor:
"Uzun Mehmet, Ereğli'ye bağlı Kestaneci köyündendir. 1820'li yıllarda Ereğli'nin belli başlı ailelerinden Karamahmutzadeler sülalesinden olduğu bilinir. Uzun Mehmet, askerliğini bahriye eri olarak yapmıştır. Terhis olurken tüm askerlere subaylar tarafından kömür numunesi gösterilmiş ve memleketlerine dönünce siyah taşlardan aramaları istenmiştir.
Uzun Mehmet, bir gün Neyren köyü civarındaki değirmene gider. Hasat sonu olduğu için değirmen tamamen doludur. Uzun Mehmet, dere kenarında dolaştığı sırada siyah taşlar bulur. Bir anda askerde kendisine gösterilen siyah taş (yanan taş) aklına gelir.
Bunlardan biraz toplayarak değirmende yanan ocağa atar. Taşların yandığını görünce çok sevinir. Ertesi gün aynı yere gizlice giderek daha geniş arama yapar. Bazı yerleri kazan Uzun Mehmet, çuvala koyduğu kömür numunelerini İstanbul'a götürür. Padişah 2. Mahmut, kömürün bulunuşuna sevinerek, Uzun Mehmet'i 50 altınla ödüllendirir. Böylece kömürün bulunuşu 8 Kasım 1829 olarak tarihe geçer.
"Elmas ile kömür aynı karbon sayısına sahip. Ancak moleküler yapıları sebebiyle biri elmas diğeri kömür. (Kömüre bu yüzden kara elmas denir.)
İnsanı düşünelim; herkes topraktan yaratıldı. Ancak ahlak, merhamet, vicdan gibi kimyasal bağlar, onun asıl cismini belirler." Prof. Dr. Aziz Sancar